hepsişifa 4

19 Ocak 2012 Perşembe

Bunlara DIKKAT:Kansere karşı 34 gıda













Kansere karşı 34 gıda


ELMA: Bol miktarda “kuarsetin” içerir. Kanser tedavisinde, kanserden korunmada, alerji ve kalp damar hastalıklarında yararlı. Günde en az kabuklarıyla birlikte 2 elma tüketilmeli.



NAR: Son çalışmalar, narın kanserojen madde verilen farelerin genlerinde yüzde 30 civarında düzelme sağladığını gösteriyor. İçerdiği bazı maddeler sayesinde kolesterol ve şekeri dengeleyen nar, kalp sağlığını da koruyor. Bu nedenle günde 1 bardak taze sıkılmış nar suyu içilmeli ya da 2-3 tane nar yemeli.



KARA ÜZÜM: Son 10 yıl içindeki çalışmalar, kara üzümün kanser önleyici rolüne işaret ediyor. Ayrıca kalp damar hastalıklarından da koruyor. Çekirdeği ve kabuğuyla birlikte yenmesi gerekiyor. Günde 1-2 bardak kadar tüketilebilir.



BÖĞÜRTLEN: İçeriğindeki “eliagic asit” kanserli hücrele rin ölmesini sağlıyor. Böğürtlen yaprakları da çok faydalı, çay şeklinde tüketilebilir



YABANMERSİNİ: Vücudu kanserden koruyan enzimleri aktif hale getirerek kansere yakalanma riskini azaltıyor. Ayrıca kandaki kolesterol oranını düşürerek kalp krizinden de koruyor.



KİRAZ: Bol miktarda “flavon” denen yaralı bir madde ihtiva eder. Kanser oluşumunu ve kanserin ilerlemesini engeller. Özellikle meme, cilt, akciğer ye karaciğer gibi kanser tiplerinde etkili.


KARPUZ: A ve C vitamini yönünden zengin. İçerdiği yararlı maddeler vücudu kansere karşı koruyup, toksik maddelerden arındırıyor.



KIRMIZI TURP: Akciğer kanseri riskini azaltır, meme kanserinden korur. Bol miktarda turp salatası tüketin.



KIRMIZI BİBER: Zengin bir C vitamini deposu. C vitamini kanser hücrelerinin büyümesini engeller ve bağışıklık sistemini zararlı maddelerden korur.



KIRMIZI BİBER: Zengin bir C vitamini deposu. C vitamini kanser hücrelerinin büyümesini engeller ve bağışıklık sistemini zararlı maddelerden korur.


BROKOLİ: C vitamini, betakaroten, lif ve kalsiyum açısından çok zen gin. Kansere karşı koruyucu maddeler içerir. Özellikle bağırsak, mesane, meme kanserlerinden korur. Brokoli çoğu içerik maddesini ancak çiğ yendiğinde barındırıyor. Ancak haftada 2’den fazla çiğ brokoli tüketmeyin çünkü tiroit yetmezliği oluşabilir.



DOMATES: Özellikle hafif pişmiş tüketilmesi prostat problemlerinden yüzde 40 oranında korur. Domatesin içindeki likopen akciğer, kolon, meme kanserini de engeller.



SARMISAK: Kanserin yayılmasını durdurur. Selenyum, triptopan gi bi kan ser hücreleriyle savaşan maddeler içerir. Hem kansere yakalanmaktan korur hem de kanser tedavisi sırasında kullanılır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalara göre sarımsak mide, meme, bağırsak, yemek borusu, prostat ve cilt kanserlerinde tümörlerin oluşmasını ve ilerlemesini engelliyor. Her gün 2-3 diş çiğ sarımsak, 1-2 avuç kuru yemiş tüketilmeli.



HAVUÇ: Günde 2 bardak havuç suyu içmek, prostat kanserine karşı yüzde 20 koruma sağlıyor. Havucun içinde betakaroten denen çok yararlı bir madde var. Betakarotenin ağız, yemek borusu ve mide kanserinde de koruyucu etkisi var.


ANANAS: Ananasın içindeki ‘bromelain’ maddesi tümör hücre gelişimini doğrudan durduruyor. Özellikle de akciğer, bağırsak, yumurtalık ve cilt kanserlerinde tümörlü hücrelerin büyümesini engelliyor.


AY ÇEKİRDEĞİ: Çinko ve selenyumdan zengindir. Çinko vücutta C vitamininin emilmesini sağlar ve şifalı etkisini hızlandırır.



BALIK: Omega 3′ten zengin balıkları seçin, haftada 2 kez somon, uskumru, sardalya ve mezgit gibi omega 3 yağ asitlerinden zengin balıkları tüketmek kanserden korur. Balık; meme kanserinde yayılmayı önler, bağırsak, pankreas ve prostat kanserlerinin büyümesine engel olur. Ayrıca kalp krizine karşı da korur.



CEVİZ: Omega 3 yağ asitleri içerdiği için kanserden korur. Ayrıca kalp damar hastalıklarına da iyi gelir. Günde 1 avuç ceviz yiyin.



ÇÖREK OTU: Bağışıklık siteminizi güçlendirmek için günde 1 çorba kaşığı 1 çörek otu yiyin. Çörek otu vücutta mikrop veya tümörle mücadele eden “naturel killer” hücrelerinin sayılarının artmasını sağlar. Yararlı etkilerini gösterebilmesi için çörek otunu öğütüp toz şeklinde tüketin.




FINDIK: Kalp krizine karşı koruyucu olan E vitamini açısından zengin bir besindir. Her gün yenilen bir avuç fındık kansere ve kırışıklıklara karşı koruyucudur.



İçerdiği yağlar doymuştur. Yani sağlığa zararlı değildir. Kötü kolesterolü düşürüp iyi kolesterol seviyesini artırarak kalp hastalığını önler.Ceviz gibi türleri ellagic adı verilen bir tür asit içerir.Bu asit kanserli hücrelerin kendilerini öldürmeleri anlamına gelen apoptosis sürecini başlatır.Kanserin ve kalp hastalıklarının önlenmesinde önemli yer tutan E vitamininden de yüksek miktarda içerir.Her gün bir avuç yenmesi çok faydalıdır.





İNCİR: Potasyum, demir ve kalsiyum içerir. Sindirim sistemine yardımcı olur ve modern tıp tarafından da kansere karşı koruyucu olarak önerilmektedir.





ISPANAK: Kansere, kalp hastalıklarına, yüksek tansiyona karşı çok etkili bir sebzedir.





KABAK ÇEKİRDEĞİ: E vitamininden zengindir. Kanser hücrelerini engeller ve bağışıklık sistemini zararlı maddelerden korur.





KAYISI: Hücrelere ve dokulara zarar veren moleküllerin etkisini ortadan kaldırarak kansere karşı koruyucu etki sağlar. Lifli olduğu için bağırsakları koruyucudur.





KETEN TOHUMU: Bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserden korur. Özellikle bağırsak kanserine karşı koruma sağlar, keten tohumu da öğütüldükten sonra tüketilmeli.





KİMYON: Kimyon, dereotu tohumu ve turunçgillerin kabuğu çok faydalı. Limonen denen kanser savaşçısı bir madde ihtiva eder.

KURU BAKLAGİL: Haftada 2 kez kuru baklagil tüketmek çok önemli. Mercimek, nohut, kuru fasulye iyi protein ve lif kaynaklarıdır. Kanserin yayılmasını önleyen antikanser maddeler içerirler. Vücuda zarar veren maddelerle savaşır, kan dolaşımına yardımcı olurlar.

LAHANA: Meme ve rahim kanserine etkilidir. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Kanserli hücrelerin çoğalmasını önleyen karoten maddesini içerir. Kandaki şeker miktarını düşürür.





PİRİNÇ: E ve B vitaminleri açısından zengindir. Bağırsak kanserine karşı koruyucu, kolesterolü düşürücü ve kalp krizi riskini azaltıcı etkisi vardır.

ŞEFTALİ: Kansere ve kalp krizine karşı koruyucu olan betakaroten açısından da zengindir.Bir şeftali günlük C vitamini ihtiyacının %50 sini karşılar.





SOĞAN: Bağışıklık sistemini güçlendirirİçerdiği allicin ve sülfür ile mide ve bağırsak kanserine karşı koruyucu etki sağlar.



YEŞİL ÇAY: Her gün yeşil çay içilmeli. Günde iki fincan yeşil çay tüketiminden sonra kana geçen kanser savaşçısı maddeler, kılcal damarlarla vücudun her hücresine taşınarak tümörlü hnhavuç suyu içmek, prostat kansücrelerin büyümesini engeller.”





YOĞURT: Her gün yarım kilo yoğurt tüketmek çok önemli. Evde yapılan probiyotik yoğurdun içindeki bakteriler vücudun en büyük dostu, kanserin en büyük düşmanıdır. Ayrıca yoğurt uzun yaşamın sırrıdır. Yoğurt özellikle kolon, mide, akciğer ve meme kanserlerine karşı koruyucudur. Kadınlarda meme fibrokistlerini de azaltır. Bu nedenle herkesin günde yarım kilo yoğurt tüketmesi gerekir.





ZERDEÇAL: Köriye karakteristik koyu sarı rengini ve lezzetini verir. Kanser destek ürünleri içinde en güçlüsüdür. Akciğer, kolon, karaciğer, mide, meme, yumurtalık, beyin, lösemi gibi pek çok kanserde tümörlü hücrelerin büyümesini engellediği belirlenmiştir. Kanserin dağılmasını engelleyerek kanser hücrelerini ölmeye zorlar.





ZEYTİNYAĞI: Kandaki kolesterol düzeyini dengede tutar. Antioksidan özelliği olan E vitamini açısından da zengindir. Bu sayede kalp krizi, felç, kanser ve erken yaşlanmaya karşı beyni koruyucu etkiye sahiptir

Yesil Çay Kanseri Önlüyor mu?




Çay yeşil yapraklı, yaklaşık on metre yükseğe kadar büyüyebilen, tropik ve subtropik iklim bölgelerinde yetişen bir bitkidir.Çayın yetiştiği başlıca ülkeler Çin, Hindistan, Endonezya, Sri- lanka ve Türkiyedir. Çayın Çincedeki ismi Ch`a, Ch`i dir.Chi yaşam enerjisi anlamına gelmektedir.Çayın latince ismi ise Camelli sinensisdir. Çay ile ilgili ilk bulgularda Çinlilerin M.Ö. 2700`lü yıllarda çayı şifalı bir içecek olarak içtikleri kanıtlanmıştır. Çay Avrupa`ya ise 14 y.y.`da ipek yoluyla gelmiştir. 1800`lü yıllarda ingilterede 500`ün üzerinde çay evi olduğu belirtilmektedir. Çay lezzet ve şifa amaçlı olmak üzere başlıca iki nedenden dolayı içilmektedir.
Çayın; yeşil ve siyah olmak üzere iki çeşidi vardır.Yeşil çayın siyah çaydan farkı: yeşil çaydaki enzimler sıcaklıkla etkisiz hale getirilmiştir ve böyleliklede çayın rengi yeşil olarak kalmaktadır.
Çaydaki etkin madde kafeindir.Kafein kahve, çay, kolalı içecekler ve kakao`da bulunmaktadır.Aşağıdaki tabelada 100 ml içecekte yaklaşık ne kadar kafein olduğu belirtilmiştir.

100 ml içeceklerde kafein miktarı:
Çay`da 15-45 mg
Normal kahve`de 60-100 mg
Türk kahve`sinde 350 mg
Enerji verici içeceklerde 40 mg
Kola`da 10 mg
Kakao`da 7 mg
Kafeinin en önemli özelliği sinir sistemini uyarmasıdır. Yüksek dozda kafeinli içecekler içildiğinde kalb atışlarında artış, uykusuzluk, huzursuzluk gibi yan etkiler görülebilmektedir. Kafeinin öldürücü dozu 10 gramdır.Bu da yaklaşık 80 bardak kahve demektir. Hamilelik döneminde kafeinin 600 mg`ı aşılmaması tavsiye edilmektedir.Kafeinin etkisi içilen içecekteki kafeinin miktarına, içeceğin cinsine ve kişinin vücut yapısına göre değişmektedir.Kafein sinir sistemini uyardığından dolayı uykusuzluğa neden olabilmektedir. Kafein, aşırı duyarlı insanlarda kaşıntı şeklinde etkisini gösteren alerjiye dahi neden olabilir. Küçük çocukların ise kafeinli içecekleri çokca tüketmemeleri tavsiye edilmektedir. Kahveye süt eklemek kafeinin etkisini azaltmamaktadir.
Kafeinli içeceklerde tam bir sınır belirtmek zordur bu yüzden kişi içebileceği günlük dozu kendisi ayarlamalıdır. Bilinmesi gereken yüksek miktarda içilen ve yenilen her gıda maddesi insan vücuduna zarar verebilir. Kafeinin etkisi çayda uzun süreli fakat yavaş bir şekilde olurken kahvede ise etki içimden 10 dakika sonra başlayıp 2-3 saat devam etmektedir.Bu etki yukarıda belirtilidiği gibi bir çok faktörlere bağlı olarak değişmektedir.
Yeşil çayın şifalı etkisi siyah çaydan ve kahveden daha yüksektir.Kahve kandaki yağ asitlerinin miktarıni arttırırken, yeşil çay azaltmaktadır.Yeşil çay bazik bir içecek olduğundan mide asidinide düşürmektedir. Stres hormonu salgılamasını azaltarak kişiyi rahatlatır.Ayrica içerdiği flordan dolayı diş çürümelerini önleyici etkisi vardır.Yeşil çayın kolestrol ve kan şekerini düşürücü özelliğide bulunmaktadir.
Tüm bu etkilerin yanında yeşil çayın en önemli özelliği kanseri engelleyen maddelerden biri olan antioxidantları içermesidir.Yeşil çaydaki Polyphenoller (antioxidant) vitamin C ve E`den 20-30 kat daha etkilidir. Yapılan çalışmalarda yeşil çay içen farelerin bir çok kanser hastaliğına karşı direnç gösterdiği saptanmıştır. Japonyada yasayan Shizuoka topluluğu günlük 8-9 bardak yeşil çay içmektedir. Araştırmalarda bu topluluktaki kanser oranının diğer Japon halkına kıyasla daha az olduğu özellikle mide kanserinin neredeyse hiç görülmediği tespit edilmiştir. Fakat bu demek değildir ki sadece yeşil çay içmekle kanser önlenebilir.Yeşil çayın kanseri önleyici etkisi beslenme, yaşam şekli, kanserinin ne kadar ilerlediği gibi bir çok faktöre bağlı olarak değişmektedir.
Yeşil ve siyah çayın yanında özellikle şifalı etkisinden dolayı içilen, Papatya, nane, ıhlamur gibi bitki ve meyve çayları kafein içermemesi ve şifalı etkilerinden dolayı içilmesi tavsiye edilmektedir.

Kansere Karşı Antioksidan Özelliği Olan Kızılcık





Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Ercişli, yaptığı açıklamada, kızılcıkla ilgili Çukurova Üniversitesi, Malatya Meyvecilik Araştırma Enstitüsü ve Atatürk Üniversitesinin ortak bir araştırma yürüttüğünü, bu çalışma sonunda kızılcık meyvesinin antioksidan özelliğinin çok yüksek olduğunun tespit edildiğini söyledi. Ercişli, şöyle konuştu: ”Kansere karşı antioksidan özelliği, koruyucu özellik demek. Hücreleri kansere karşı koruyor. Bizim çalışmamız bunu kanıtladı. Yalnız kızılcık tipleri arasında bariz fark çıktı. Çok koyu renkte olan kızılcıkların antioksidan içeriği daha yüksek olarak tespit edildi. Kızılcığın ortalama C vitamini 100-120 miligram civarında. Bu portakalın ortalama iki katı olarak kabul ediliyor. Portakalda biz bunu ortalama 50-60 miligram olarak tespit ediyoruz. C vitamini yönünden oldukça yüksek. Antioksidan özelliği de C vitamininden kaynaklanıyor.”

Araştırmanın, Avrupa’da prestijli gıda dergilerinden birinde yayımlandığını anlatan Ercişli, ”Kızılcıkta Türkiye, özel bir konuma sahip. Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye’deki gibi geniş bir kızılcık popülasyonu yok” dedi.
Haber

16 Mart 2011 Çarşamba

Aspir Çiçeğinin Faydaları




Aspir latince/botanik ismi Carthamus tinctorius olan tek yıllık bir bitkidir. Papatyagiller ailesinin bir üyesidir
Dikenli yaprakları, sert yapıda, uzun, sarı ya da kırmızımsı çiçekleri vardır. Tohumlarından yemeklik yağ da yapılmaktadır. Güneşten fakir, kuru topraklarda rahatlıkla yetişebilen bitki 1 metreye kadar uzayabilir. Fırat Nehri çevresi, İran, Hindistan ve Kuzey Afrika’da yetişir. Bitkisel tedaviler ve gıda olarak kullanımı vardır.

26 Ocak 2011 Çarşamba

Karabaş Otunun Faydaları

Karabaş Otunun FaydalarıLatince ismi Lavandula stoechas olan karabaş otu ballıbabagiller familyasındandır. Mavi ve mor çiçekli bir bitki olan karabaşotu ülkemizin birçok yerinde yetişir.Karabaş Otunun Yararları Nelerdir ?Kansere karşı koruyucudur. Beyin, pankreas, prostat, bağırsak ve meme kanserinde tümörün büyümesini engelleyici etkisi olduğu belirtiliyor.İçinde bulunan geraniol maddesi kansere karşı koruyucu ve de tümörü yok edici özellik taşımaktadır.Kan dolaşımını düzenler. Kanı sulandırıcı ve damar genişletici özelliği içerdiği rosmarinik asit ‘ten kaynaklanır.Karabaş otunda bulunan cineole maddesi alerji önleyici, mikrop kırıcı, sakinleştirci ve tansiyon düşürücü etkilere sahiptir.Ağrı kesici etkisi vardır. Sinirsel kaynaklı baş ağrılarında yararlıdır.Uykusuzluk ve yüksek tansiyon için faydalıdır.Antiseptik özelliği vardır.Balgam söktürücüdür.Mide-bağırsak sancılarında rahatlatıcıdır.Egzama yaralarında etkilidir.İdrar yolu enfeksiyonlarında kullanılması karabaş otu yararları arasındadır.Karabaş otu sigara bırakmak isteyenlerin de yardımcısıdır.5 gr. karabaş otu bir su bardağı suda 3 dakika kaynatıldıktan sonra sıcakken süzülür. Sigaraiçme gereksinimi duyulduğunda bir yudum içilmesi sigaraya olan isteği önler.Karabaş otu nasıl kullanılır? Karabaş otu çayı ve karabaş otu yağı şeklinde kullanılmaktadır. Karabaş yağı yara gibi sorunlarda dışardan kullanılır.Karabaş çayı için ; 1 tatlı kaşığı bitki 1 su bardağı suyla 3 kadar dakika kadar kaynatılarak hazırlanır.Alıntı

29 Ağustos 2010 Pazar

A Vitamini Eksikliğinde Gerçekleşebilecek Rahatsızlıklar

Vitaminler ehh nasıl olsa alıyorumdur diyip geçmeyin ya yeteri kadar alamıyorsanız hi düşündünüzmü neler olabileceğini gelin A vitaminini eksik almanız durumunda vücudunuzda ne gibi problemerl baş gösterebilir beraber inceleyelim

A vitamini

-Süt,Tereyağ

-Balık Karaciğeri (her türde bulunmayabilir)

-Domates

ISpanak ve

-Havuçta bulunur

Eksikliği durumunda dokularda,dişlerde,kemiklerde ve gözlerde çeşitli bozulmalar gözlemlenebilir.Görme bozuklukları,diş ve kemik gelişimide yavaşlama,bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi pek çok sağlık sorununa yol açabilmektedir günlük Avitamini gereksiniminin karşılanabilmesi için taze sebze ve meyve yeme oranımızı yükseltmeli ve balık tüketiminide arttırmalıyız

16 Nisan 2010 Cuma

Ayak Terlemesi

Ayak terlemesi sıkıntılı derdi çok bölgesel aşırı terleme problemidir.Aşağıdaki sınıflamaya göre etkilenme derecesi c ve d olanlarda tedavi gerekir.

a. Asla fark edilmez ve günlük faaliyetleri engellemez.
b. Kabul edilebilir seviyededir, zaman zaman günlük faaliyetleri engeller.
c. Pek kabul edilebilir değildir ve sık sık günlük faaliyetleri engeller.
d. Kabul edilemez haldedir ve daima günlük faaliyetleri engeller.


Ayak terlemesi aşırı terlemenin bir şekli olup sıklıkla el terlemesi ile birliktedir. Diğer terleme türlerine göre kısmen daha az sıkıntı verir. Saklamak daha kolaydır. Ancak ayakkabılar suya girmiş gibi ıslak olabilir veya biriken tuz nedeniyle beyazlaşabilir. Çoraplardaki ıslaklık ayrıca sıkıntı verebilir.

Açık ayakkabı veya terlik giyerek sokakta dolaşınca kısa sürede ayaklar çamur içinde kalabilir. Terlikler ıslaktan kayabilir. Ayakkabı veya terlikleri günde birkaç defa değiştirmek gerekebilir.

bu yazının yazımında http://www.terleme.com/ayak-terlemesi.html sitesinden faydalanılmıştır